~İçerikte ki makale, şiir, söz ve hikayeler hiç bir şahısa hitaben yazılmamış olmak ile birlikte, tamamen ilham ürünüdür.~

 

22 Ağustos 2016 Pazartesi





Geçti.
Ama en çok ne üzdü biliyor musun?
Öyle bir içim vardı ki, güneşi aydınlatan.
Serilmiş yerlere, anlıyor musun?

Gecelerim öylesine görkemliydi ki, 
Eşlik eden kahvem bile sanki dalga dalga fincanın içinde.
Her yoğum varıma nispet sanki
Şarkılar hüznümü taşıyor birinden diğerine
Her gece.

Söylenmemiş sözler yudum yudum,
Boğazımda düğümleri çözülür iken görüyorum.
Hissettiklerimin kırdığı kalbimi, 
Hissedemediklerim boğuyor ve ben
Uyuyorum.

Ölüme eş değer nefes alıp verişim,
Gözlerimin ışığı karanlığa teslim olmuş.
İyileşemeyecek bir yaranın 
Son darbesi, ama öncesi tüm renkler
Solmuş.

Bir huzursuz sanki Dünya'm kararmaya,
Sabır ile bekliyormuş ilk ateşi.
Kaybetmeye hazır çoktan bu savaşı.
En büyük silahı ise zamanın, yarım kalan
Mutluluğun resmi.

Boşverilmiş her şey,
Enkazlar onarılmamak üzere yıkılmış üstüne.
Ve yine sürünür iken görüyorum kalbimi,
Bir daha aşık olmamak üzere.





[Öykü Ekin YILDIRIM]

20 Ağustos 2016 Cumartesi


Solgun yanlarım hazır çiçek açmaya.
Ne kadar kolay gelir artık bana gülmek.

Gelecekte bir yerde hala hayatta olduğumun hayali ile
Gökyüzü bana oldukça eflatun,
Oldukça henüz gerçekleşmemiş dilek dolu.

Uzanıp almak her birini,
Aslında öyle basit ki gerçekleştirmek dilekleri.
Ve birer birer parlamaya başlar yıldızlar.

Karanlık geçenin içinde renkler doğar,
Yer yoktur artık kalplerde siyaha.
Gürültünün sakinliği,
Bu günlerde ne kadar sakin bana Dünya.




[Öykü Ekin YILDIRIM]